4 Mart 2014 Salı

İZMİR HALKINA ÇAĞRI

#direnAĞAÇLIYOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI’NIN URLA’DAKİ
KAÇAK VİLLARA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

URLA HACILAR KOYU’NDAKİ KAÇAK VİLLARI KURTARMAK AMACIYLA  RÜŞVET VE BİLİMSEL SAHTECİLİK YOLUYLA HAZIRLANAN RAPORA DAYANARAK YAPILDIĞI ORTAYA ÇIKAN  KİŞİYE ÖZEL SİT DERECESİ DEĞİŞİKLİĞİ DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR !
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Urla, Zeytineli Köyü Hacılar Koyu’ndaki yalnızca kaçak villaların bulunduğu 20 dekarlık arazi için yapmış olduğu sit derecesi değişikliğine gerekçe oluşturan bilimsel tespit raporunun, sipariş edildiği tarihten itibaren yaklaşık bir ay sonunda teslim edildiği ve bilirkişilik yapan üniversite öğretim üyelerinin rüşvet almanın yanındaraporu yönetmelik gereği olarak bir yıl (dört mevsim) süren bir bilimsel araştırma ürünüymüş gibi  göstererek”  bilimsel sahtecilik de yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı  tarafından 19 Temmuz 2012 tarih ve 28358 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair”  yönetmeliğin 15 maddesinde Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun sit derecesi yeniden değerlendirilecek  alana ilişkin olarak talep edeceği “ekolojik temelli bilimsel araştırma çalışmasının ardışık dört mevsimi (bir yıl) kapsaması gerektiği” yazılıdır.
Oysa söz konusu kaçak villaların nasıl kurtarılabileceğine ilişkin olarak basına yansımış olan ve ilgililer arasındaki  telefon konuşmalarını içeren polis fezlekesindeki deşifre metinlerine göre “sit derecesinin 1’de 3’e düşürülmesinde kullanılacak ekolojik temelli bilimsel araştırma raporunu rüşvet karşılığı hazırlayacak profesörlerin bulunmasına, bulunan hocaların raporu hazırladıklarına ve paranın nasıl gönderileceği” ne ilişkin görüşmeler 1 Ekim 2013 ile  1 Kasım 2013 arasındaki bir aylık  sürede gerçekleşmiştir.
Gerçekten de söz konusunu deşifre metinlerinde yazılı oluğu gibi M. Latif Topbaş ile Oğuzhan Boyacı arasında geçen görüşmede Şehircilik İl Müdürü’nün Urla Kaymakamı’na çözüm için iki seçenek sunduğundan, birinci seçeneğin “dört mevsim (yani bir yıl) bekleyip bu süre sonunda bir rapor hazırlanması” olduğundan söz edilmekte olup, ancak  sürenin uzunluğu nedeniyle bu seçenekten vazgeçilerek “böyle bir raporu hemen verecek üniversite hocaları seçeneği”nin tercih edildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan önceki açıklamamızda belirttiğimiz bakanlığın ilgili yönetmeliklerinde tanımlanmış ilkeler varken, Bakanlık Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu tarafından rüşvet karşılığı hazırlandığı iddia edilen raporla eş zamanlı olarak ek bir  ilkeler reçetesi hazırlandığı, araştırma alanı (yani sit derecesi değiştirilmek istenen arazi) sınırlarının nasıl belirleneceğini madde madde tarif eden bu reçetenin  raporu hazırlayacak hocalara verildiği, hocaların da söz konusu özel alanı 20 hektarın dışına taşmayacak şekilde adeta santimetre hassalığında (!) değerlendirerek buranın 1. derece sit olmaktan çıkarılabileceğine karar verdikleri ortaya çıkmıştır.
(bakınız:http://kayhankantarli.blogspot.com.tr/2014/03/urladaki-birinci-derece-sit-alaninda.html)

Tüm bu şaibelerden başka, oldu bitti oluşturan  bir durum daha vardır;

Birinci derece sit alanında bulunan bir arazinin sahipleri, arazilerinin sit durumunun değiştiğini öne sürüyorlarsa normal olarak yapacakları şey oraya tek bir kazma vurmadan arazilerinde sit derecesi değişikliği yapılması için resmi makamlara başvurmaktır. Halbuki burada villalar suç işlenip kaçak olarak yapılmış ve ancak yıkılmaları söz konusu olunca yeni bir sit değerlendirmesi için başvurulmuştur. Bu, devlete karşı çok açık bir oldu bitti girişimi olup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın birilerine menfaat sağlayacak bu oldu bittiye boyun eğerek istenilen değişikliği yapması  ne yasalar, ne siyasi etik ve ne de hukuk devleti ilkeleri yönünden asla kabul edilemez.

Sonuç olarak A’dan Z’ye usulsüzlük, rüşvet, fiili durum dayatması ve bilimsel sahtecilikle dolu bir işlemler dizisi söz konusudur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu işlemelere dayanarak yüzlerce hektarlık  1. Derece sit alanının kaçak villaların bulunduğu 20 hektarlık bir  bölümünün sit derecesini yapılaşmaya uygun bir seviyeye dünüştüren hukuk dışı bir uygulamayı tamamlamak üzeredir.
 
ASKI SÜRESİ VE İTİRAZ
Bu amaçla alınan kararlar ve ilgili bakanlık onayı 13 Şubat’ta  Urla Kaymakamlığı’nda askıya çıkarılmıştır. Ancak Bakanlık itiraz haklarını bir yönetmelikle öylesine sınırlamıştır ki, kamu haklarını savunan ne meslek odalarına, ne çevre platformlarına, ne çevreye duyarlı yurttaşlara ve ne de bu özel değişiklikten yararlandırılmayıp mağdur edilen bölgedeki arazi sahibi vatandaşlara  itiraz hakkı tanınmamıştır. Tabiat Varlıklarını Komisyonları Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 18. Maddesine göre itiraz hakkı yalnızca “Planlama yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile valilik ve belediyelere” tanınmıştır.
Belediyeler yetki alanın dışında olması nedeniyle itiraz edemeyince, itiraz edebilecek kurum olarak ortada yalnızca İzmir Valiliği kalmıştır. Fakat kurtarılmak istenen kaçak villa sahiplerinin arkasında bulunan siyasi güç ve bundan kaynaklanan baskı nedeniyle İzmir Valiliğinin itiraz hakkını  kullanması beklenemeyeceğinden bu itiraz gerçekleşmemiş ve hiçbir kamu kurumunun itiraz etmediği askı süreci 28 Şubat günü sona ermiştir.
Sözün özü arkasında rüşvet, bilimsel sahtecilik  ve kayırmacılık şaibesi bulunan sit derecesi değişikliği halkımıza dayatılmış olup Urla Zeytineli Köyü’ndeki doğa harikası bir koy siyasi ilişkilerden güç alan egemenlerin özel malı haline getirilmek istenmektedir.
 İZMİR HALKINA ÇAĞRI
Ancak hiçbir yönetmelik Anayasa ve yasaların üzerinde olamaz.  Anayasa’nın 74.  maddesine göre her Türk vatandaşı  kendisi ve kamu ile ilgili dilek ve şikayeti hakkında ilgili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma hakkına (dilekçe hakkı) sahiptir.
Kaldı ki Anayasa’nın 56. Maddesi  "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir" diyerek, çevre koruma konusunda vatandaşlara da sorumluluk yüklemiştir.
Bu nedenlerle İzmir Halkı’nı Anayasa’dan kaynaklanan dilek ve şikayet hakkını kullanarak  Çevre ve Şehir Bakanlığı’nın birinci derece sit statüsünde bulunan Urla Zeytineli Köyü Hacılar Koyu’nun 20 hektarlık kısmının üçüncü derece sit statüsüne sokulmasına ilişkin kişiye özel  kararına itiraz ederek bu kararın kaldırılmasını talep etmeye çağırıyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ana görevi doğanın katledilmesi girişimmlerine öncülük etmek değil,  doğal ve kültürel varlıkları korumaktır! Bu nedenlerle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Urla Zeytineli Köyü’ndeki 1. Derece sit alanı olan koydaki özel bir arazi için  baştan aşağı suç oluşturan işlemlere dayalı olarak yaptığı sit derecesi değişikliğinden bir an önce vazgeçmeli ve koyu kamulaştırarak halka açmalıdır!  
Prof. Dr. Kayhan KANTARLI
#direnAĞAÇLI YOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI adına
e-mail:kayhankantarli@gmail.com
Tel: (0532)-6301473

Önemli Not: #direnAĞAÇLIYOL YEŞİL İZMİRDAYANIŞMASI, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın söz konusu alana ilişkin sit değişikliğini oanayan  kararının kaldırılmasını  ve iptalini talep eden bireysel başvuru  dilekçesi örneğini  hazırlamakta olup  İzmir Valiliği kanalı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilmek üzere Valilik'te yapılacak buluşmada katılımcılara  dağıtılacak ve gerekli bilgiler yazlıp imza atılmış dilekçeler  toplanarak Valiliğe teslim edilecektir. Dilekçe vermek için Valilikte yapılacak buluşmanın tarihi ve saati  basın  ve sosyal medya aracılığıyla duyurulacaktır.  

#direnAĞAÇLI YOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI sosyal medyada

Facebook: https://www.facebook.com/direnagacliyol?fref=ts

Twitter: https://twitter.com/direnAGACLIYOL

e-posta: yesilizmirdayanismasi@hotmail.com, kayhankantarli@gmail.com

Tel: (0532) 630 1473; (0505) 674 8188

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder