30 Haziran 2016 Perşembe

CHP, ÜNİVERSİTE ÖZERKLİĞİ VE BİLİM ETİĞİ

CHP'Lİ  MİLLİ EĞİTİM KOMİSYONU ÜYELERİNİN GÖREV ANLAYIŞI 

MİLLİ EĞİTİM KOMİSYONU’NDA KABUL EDİLEN TORBA YASANIN  ÖĞRETİM ÜYELERİNİ TAMAMEN SUSTURMA AMAÇLI MADDELERİNE KOMİSYONDAKİ CHP'Lİ ÜYELERİN HİÇ BİRİ İTİRAZ ETMEDİ !

CHP'Lİ ÜYELERİN, YÖK BAŞKANINI HEM SAVCI HEM YARGIÇ YETKİLERİ İLE DONATAN VE BİLİM HIRSIZLIĞINI CEZALANDIRILAMAZ DURUMA GETİREN MADDELERİN GÖRÜŞÜLMESİ SIRASINDA BU MADDLERİ ELEŞTİREN VE TASARIDAN ÇIKARILMASINI TALEP EDEN TEK BİR SÖZ BİLE SÖYLEMEDİKLERİ ORTAYA ÇIKTI (*)

Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname ile çıraklık eğitimi ve staj altyapısının güçlendirilmesinden, YÖK ve ÖSYM Başkanlığına ilişkin değişikliğe kadar çok sayıda düzenleme içeren torba yasa tasarısı önceki gün TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda kabul edildi.

Tasarının ifade özgürlüğü ve bilim etiği bağlamında üniversite çalışanlarını ilgilendiren en önemli maddeleri disiplin mevzuatında değişiklik yapan 27 ve 28.maddelerdi. Öğretim elemanlarının gerek, toplumsal sorumlulukları, gerek üniversite özerkliği ve gerekse Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden kaynaklanan düşünce açıklama ve ifade özgürlükleri, tasarıda yer alan söz konusu disiplin maddeleriyle kullanılamaz hale getiriliyor ve bu baskıyı garanti altına almak için de YÖK Başkanına hem savcı hem yargıç olmasını sağlayan hukuk dışı yetkiler veriliyordu. Tasarının bir başka sakat yanı ise üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası gerektiren intihal eylemini, istenirse bu cezanın uygulanmasını olanaksız kılacak ve intihalin cezasız kalmasını sağlayacak şekilde tanımlamış olmasıydı (bağlantıdaki basın açıklamasına bakınız: http://kayhankantarli.blogspot.com.tr/2016/06/yok-disiplin-yasa-tasarisi-hakkinda_30.html). 

Bu durum karşısında üniversite özerkliği ile düşünce ve ifade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü ve akademik etik değerleri savunan bir partinin yapması gereken şey komisyon çalışmalarından başlayarak tüm yasalaşma süreci boyunca tasarıya şiddetle karşı çıkıp, kamuoyu oluşturmak ve yasalaşmasını önlemeye çalışmaktı. Bu günkü TBMM yapısında bu görevi yapacak olan ise CHP milletvekilleriydi.

Ancak aşağıda bağlantısı verilen toplantı tutanaklarından anlaşılacağı gibi (*), söz konusu torba yasa tasarısının, öğretim elemanları disiplin mevzuatında önemli değişiklikler yaparak, YÖK Başkanı’na hem yargıç hem de savcı yetkisi veren ve bilim hırsızlığını cezalandırılamaz hale getiren 27 ve 28. maddeleri Milli Eğitim Komisyon’unda görüşülmesi sırasında, CHP li üyelerin hiçbiri ne bir eleştiride bulunmuş ve ne de söz konusu hükümlerin tasarıdan çıkarılmasını talep etmiştir. Sonuçta söz konusu maddeler hiçbir sorun çıkmadan kabul edilmiştir.
Bu durum, CHP nin savunduğu geleneksel ilkelere aykırı olup Kılıçdaroğlu yönetimindeki (Y)CHP’nin, ülkeyi eşi görülmemiş bir baskının eşliğinde karanlığa sürükleyen iktidar partisinin önünü açmaktan başka bir işlevi olmadığının çok net ve açık bir kanıtıdır.

CHP ve Milli Eğitim Komisyonu’nda görevlendirdiği milletvekillerinin, öğretim elemanlarının disiplin mevzuatını yeniden düzenleyen yasa tasarısının üniversite özerkliği ve bilim etiğine nasıl bir darbe indirdiğinin farkında olmadıkları anlaşılmaktadır.

Bu skandala ne sayın Kılıçdaroğlu, ne de söz konusu üyeler kabul edilebilecek bir açıklama getiremez. Böyle bir durumda ise sorumluların ne yapacağı bellidir…tabii ki siyasi etiğe değer veren gerçek sol partilerde.

Yazık çok yazık…ülkeye de, üniversitelere de CHP ye de….

Kayhan Kantarlı

EÜ Emekli Öğretim Üyesi

e-posta: kayhankantarli@gmail.com

(*) Komisyon tutanakları

1) 27 ve 28. maddelerin görüşüldüğü 27 Haziran tarihli Komisyon Tutanağı; 

2) Görüşmelerin tamamlandığı 28 haziran tarihli komisyon tutanağı: 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder