Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) üniversitelerdeki türban yasağına ilişkin
bu gün hala geçerli olan kararlarında bir değişiklik olmamasına karşın
YÖK ve Rektörler tarafından Anayasa çiğnenerek uygulamaya sokulan fiili
türban serbestliğinin baş mimarının "türbanı biz çözeriz", "söz
veriyorum, türbanı da biz özgür kılacağız !" ve "laiklik tehlikede
değildir !" söylemlerinin sahibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
olduğu halkımızın malumlarıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki
CHP laiklik karşıtı olan, Anayasa’ya ve Parti Programına aykırı bu
politikasının sonucu olarak, AYM kararlarını uygulamakla “öğrenim
özgürlüğünü” engellediği iddia edilerek açılan dava sonucunda hapse
mahkum edilen Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye, yapılan tüm çağrılara karşın
başından beri asla sahip çıkmamıştır. Oysa Prof. Pekünlü’nün görevini
yaparak uyguladığı türban yasağına ilişkin tüm AYM kararları CHP’nin
AYM’ne başvurusu sonucunda hukuk sistemimize girmiş içtihatlardır.
CHP, Pekünlü’nün hapse mahkum edildiği davayı, Laiklik mücadelesi
olarak izleyip Pekünlü’ye destek olmayı üç yıldır reddetmişken,
Pekünlü’nün hapiste olduğu bu gün ortaya çıkarak aynı nedenle açılan 2.
davada kendisine sahip çıktıklarını açıklayarak günah çıkarmaktadır.
CHP’nin tepedeki Laiklik karşıtı AKP’lileşmiş yapısını değiştirmeden ve
kendi eseri olan AYM kararlarına yeniden sahip çıkmaya başlamadan
yaptığı bu günah çıkarma asla gerçek bir pişmanlık olamaz. Bu nedenle
CHP’nin, Genel Seçim ve adaylık sürecine rastlayan bu günlerde İzmir
Adliyesi’nde kitlelerin izlediği dünkü duruşmaya genel başkan
yardımcılığı düzeyinde katılarak parlak nutuklarla Prof. Pekünlü’ye
sahip çıkıyor görüntüsü vermesi “timsahın gözyaşları” ndan ibaret bir
halka yaranma girişimidir.

Dünkü duruşma sonrası Adliye önünde
yapılan etkinliğe katılan CHP Genel Başkan yardımcısı Bülent Tezcan,
Pekünlü’nün Anayasal türban yasağını uyguladığı için hapse mahkum
edilmesinden AKP+Cemaat ortaklığının değil de, yanlızca Cemat’in sorumlu
olduğunu ima edecek şekilde “TBMM’ne Prof. Pekünlü’nün de
yararlanabileceği (TCK 112 de değişiklik öngören) bir yasa önerisi
sunduklarını, iktidar eğer her fırsatta söylediği paralel ile mücadele
konusunda samimi ise Rennan hocaya kurulan bu tuzağı boşa çıkarmak için
çok hızlı bir şekilde yasa değişikliğini meclisten geçirmesi
gerektiğini” söylemiştir (*).
3 Yıldır ortada gözükmeyip,
Pekünlü’nün mahkum edilse de yararlanabileceği böyle bir tasarı sunmayı
düşünmeyen CHP’nin, Pekünlü cezaevinde ve infazının yarısı
tamamlanmışken üstelik olayın siyasi sorumlusu AKP ‘den yardım
dilenerek böyle bir tasarıdan söz etmesi, her şeyden önce Prof.
Pekünlü’nün yürüttüğü Laiklik ve Hukuk rejimi mücadelesine bir hakaret
ve Pekünlü Ailesi’nin onurunu zedeleyen bir girişim olup utanç
vericidir.
Prof. Pekünlü cezavine giderken söylediği gibi onurla yatmakdadır. CHP yönetiminin böylesi onur kırıcı sözde desteğine asla gereksinimi yoktur.
Bu nedenle CHP yönetimini Rennan Pekünlü’davasını
davasını seçim gösterisi yapma fırsatı olarak gören bu tutumunu şiddetle
kınıyor ve Pekünlü’ye destek amacıyla kurulan oluşumları da CHP örneği
böylesi şov amaçlı siyasi dayanışmalardan uzak durmaya davet ediyorum.
Kayhan KANTARLI
CHP üyesi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) İzmir Temsilcisi
(*)
http://www.cagdasulusalcizgi.com/…/chp-genel-baska…/475.html
http://www.yurtgazetesi.com.tr/…/rennan-hocanin-durusmasi-7…,